• 20. Yılımız... devamı
  • Münih Barosu Üyeliği devamı
  • 2016 Yılı İzmir İl ve İlçe Adliyelerinde Bilirkişilik Görevi devamı
  • İnternet Sitemiz Yenilendi ! devamı
  • Av. Emel Nişlioğlu, sicile kayıtlı Arabulucu olarak hizmet vermeye başlamıştır. devamı
  • Ofisimiz yeni adresinde faaliyetine başladı... devamı
  • Yeni Borçlar Kanunu, 10 Yıllık Kiracılar ve Kira Artış Oranları devamı
  • İsviçre Hukukçular Birliği (Schweizerischer Juristenverein) devamı
  • Stuttgart Barosu Üyeliği devamı
  • Almanya'dan Tarihi Karar devamı

Sorularınız Yanıtlarımız

Yabancı mahkeme kararlarının Türkiye'de tanınması ve tenfizi ne demektir?

Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan kararların Türkiye’de geçerli olabilmesi ancak yetkili Türk mahkemesi tarafındantanıma kararı verilmesi, icra edilebilmesi ise tenfizi halinde mümkündür. Bu sebeple, yabancı mahkeme kararları Türkiye’de geçerli olabilmeleri için tanıma kararı alınması gereklidir.

Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun’na göre yetkili mahkemece tanınma kararı verilebilmesi için;

  1. İlamın, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilamın, dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı halde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmiş olmaması;
  2. Hükmün Türk kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması,
  3. O yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tanıma istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tanıma istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması, gerekmektedir.

Tenfiz için ayrıca tanıma için gerekli olan ve yukarda belirtilen şartlara ek olarak  “Türkiye Cumhuriyeti ile yabancı ilamın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilamların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiili uygulamanın bulunması”na ilişkin şartında sağlanması gereklidir.

Boşanma davası sırasında eşim, evlilik öncesinde aldığım ev üzerinde hak iddia edebilir mi?

Evlilik öncesi edindiğiniz mallar, sizin kişisel malınız olup boşanma davasında karşı tarafa herhangi bir talep hakkı vermez.

Edinilmiş mallara katılma ne demektir?

Edinilmiş mallara katılma rejimi 1 Ocak 2002 tarihinden itibaren evlenmiş olan çiftlere uygulanan yasal mal rejimidir.

Yasaya göre edinilmiş mallar,

  1. Eşin çalışmasının karşılığı olan edinimler,
  2. Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler,
  3. Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar,
  4. Kişisel mallarının gelirleri,
  5. Edinilmiş malların yerine geçen değerler'dir.

Edinilmiş mallar tasfiyeye girerken kişisel mallar tasfiyeye girmez.

Kişisel mallar ise,

  1. Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya,
  2. Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri,
  3. Manevî tazminat alacakları,
  4. Kişisel mallar yerine geçen değerler 'dir.

Miras olarak kalan mallar, boşanırken paylaşılır mı?

Miras olarak ailenizden size kalan mallar kişisel malınızdır. Boşanma durumunda eşiniz kişisel mallarınızdan alacak hakkı talep edemez. Ancak bu malların geliri varsa bunlar edinilmiş mal sayılır ve sadece bu gelirin yarısı için katılım alacağı talep edebilir.

Boşanma halinde takılar kime aittir?

Yargıtay kararlarına göre kural olarak evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları, kadına ait sayılmakta ve boşanma durumunda kadına verilmesinin gerektiği kabul edilmektedir..  Takıların aynen iadesi mümkün değilse ( harcanmışsa vb.) bedelleri iade edilecektir. Takılar kişisel mal sayılmaktadır.

Eşimin beni aldattığı ve boşanmama neden olan kadına karşı dava açabilir miyim?

Aldatma, eşiniz bakımından sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışı nedeniyle kişilik haklarınıza aykırılık teşkil eden bir eylemdir. Ancak aldatma eylemine katılan kişinin size ilişkin bir yükümlüğü bulunmadığından güncel mahkeme ve yargıtay kararları kapsamında bir kişilik hakkı ihlali sayılmamakta ve buna ilişkin olarak açılan tazminat davaları da bu nedenle reddedilmektedir.

Boşanma davası sürerken eşim vefat etti, eşime mirasçı olabilir miyim ?

Eşinizin vefatı halinde mirasçılarının davaya devam etme hakkı bulunmaktadır. Eşinizin mirasçıları davaya devam eder ve dava sonunda sizin sağ kalan eş olarak kusurlu olduğunuza karar verilirse eşinize mirasçı olamazsınız.

Boşanma davası açtım, reddedildi, bir daha dava açamaz mıyım?

Açtığınız boşanma davasının reddedilmesi durumunda verilen kararın kesinleştiği tarihten ibaren 3 yıl geçmiş ve bu 3 yıl içerisinde tekrar biraraya gelmemişseniz, ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliğinin temelinden sarsılması söz konusudur. Eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilecektir.

Eşim beni aldatıyor. Boşanma davasında geçmişe dönük telefon kayıtları istenebilir mi ? Görüşme içerikleri belirlenebilir mi?

Telefonla yoluyla yapılan görüşmelere ilişkin bilgiler cep telefonu operatörleri (Turkcell, Avea, Vodafone gibi) tarafından kayıt altına alınmaktadır. Operatörler, bu kayıtları belirli bir süre saklarlar. Boşanma davalarında, kişilerin telefon konuşması detay bilgileri operatörlerden istenebilir.

Ancak bu bilgilerde aranan numara, ne kadar süre ile görüşüldüğü sms gönderilen numara gibi bilgiler dışında, başkaca bilgi yer almaz. Telefon konuşmasının içeriğine ilişkin kayıtlar, operatörlerde tutulamaz. Ancak telefon konuşmaları, mahkeme kararı ile  TİB (Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı) aracılığı ile kayıt altına alınabilir.

Soy ağacımı araştırmak istiyorum. Bunun için yapılabilecek bir işlem var mıdır?

5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 44 üncü maddesi uyarıca, sadece alt ve üst soy bilgilerinin Nüfus Müdürlüklerince ilgililere verilebilir. Bu nedenle, 4982 sayılı Kanun hükümleri kapsamında soy ağacının verilmesine yönelik taleplerin yalnızca alt ve üst soy bilgileriyle sınırlandırılmak suretiyle karşılanabilmesi mümkündür. Dolayısıyla mevzuat gereği bunun dışında yapılabilecek bir hukuki işlem ya da yol bulunmadığından davalık bir durum dolayısıyla mahkemece talep edilmesi hali dışında şu an için yasal düzenlemeler şahsi ya da vekaleten başvuru ile nüfus ve soy araştırmasına maalesef imkan vermemektedir

Eşimden boşandım. Çocuğumun velayeti mahkemece bana verildi. Yeniden evlenmem halinde velayet hakkını kaybeder miyim ?

Yeniden evlenmeniz durumunda velayet, sizde kalmaya devam edecektir. Boşanan kadının ya da erkeğin sadece yeniden evlenmiş olması çocuğun velayeti değişmez. Ancak yeni durum nedeniyle çocuğun menfaatlerinin zedelenmesi muhtemelse, haklı sebepler olması halinde karşı taraf velayet davası yoluyla  çocuğun velayetini talep edebilir.

Anlaşmalı boşanma ne demektir, hangi hallerde anlaşmalı olarak boşanmak mümkündür ?

Medeni Kanunun 166. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenmiştir. Evlilik birliğinin en az bir yıl sürmesi koşuluyla, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu tür boşanma davalarında taraflar boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu konusunda bir protokol yaparlar. Hakim bu protokolü uygun bulabilir veya tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak değişiklikler yapabilir. Bu değişiklikler taraflarca da kabul edilirse boşanmaya hükmolunur.Anlaşmalı boşanma, adından da anlaşılacağı üzere eşlerin boşanma ve boşanmanın mali sonuçları hakkında anlaşmaya varmaları, bu doğrultuda bir protokol hazırlamaları ve yine bu doğrultudaki iradelerini hakim huzurunda bizzat beyan etmeleri ile mümkündür. 1 yılını doldurmamış evliliklerde anlaşmalı boşanma mümkün değildir.

Almanya'daki boşanma davamda Türk Hukuku'nun uygulanmasını talep edebilir miyim ?

Gerekli şartların varlığı halinde Almanya'nın da taraf olduğu Roma III Tüzüğü kapsamında Almanya'daki boşanma davanızda Türk Hukuku'nun uygulanmasını talep edebilirsiniz. Roma III Tüzüğü, yabancı unsurlu boşanma ve ayrılık alanında uygulanacak kanunlar ihtilâfı kurallarına ilişkin ilk AB düzenlemesidir.

Roma III Tüzüğü, AB kanunlar ihtilâfı hukukuna ilişkin bir düzenleme olarak sadece yabancı unsurlu boşanma ve ayrılıklar bakımından uygulama alanı bulacaktır. Bu husus, Tüzüğün 1. maddesinin 1. paragrafında “Tüzüğün kanunlar ihtilâfı içeren durumlarda boşanma ve ayrılık bakımından uygulanacağı” şeklinde düzenlenmiştir.

Bu çerçevede eşler boşanma veya ayrılık davalarında;

- hukuk seçimi sırasındaki müşterek mutad meskenin bulunduğu yer hukukunu;

- hukuk seçimi sırasında eşlerden birinin hâlen orada yerleşik bulunması şartıyla, son müşterek mutad meskenin bulunduğu yer hukukunu;

- hukuk seçimi anlaşmasının yapıldığı anda taraflardan birinin millî hukukunu veya

- mahkemenin hukukunu

uygulanacak hukuk olarak seçebilirler.

Taraflarca seçilen hukuk, Tüzüğün yukarıda da belirtilen evrensel niteliği sebebiyle, katılan bir üye devletin hukuku olmasa dahi uygulanacaktır. Hukuk seçimine ilişkin anlaşmanın yazılı olarak yapılmış olması, tarihinin belirtilmesi ve eşler tarafından imzalanmış olması gerekmektedir

NİŞLİOĞLU Avukatlık . Rechtsanwälte © 2024 Her Hakkı Saklıdır
Doç. Dr. Bahriye Üçok Bulvarı No:8 Daire:2 Karşıyaka , 35600 İzmir
Tel & Faks: +90 (232) 368 85 25 – 368 54 84
E-Posta: [email protected]
Yasal Uyarı